Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İlçe Başkanı Numan Terzi, pazartesi günü yerel basında yer alan açıklamasında kendisine ağır sözlerle yüklenen İYİ Parti Belediye Meclis Üyesi Mehmet Yüksel’e yönelik üst perdeden yanıt verdi.
“EŞŞEK DİYENE LAF YOK”
Yüksel’in çok bilmiş tavırlarla konuyu anlamadan, kafasına göre yanıt verdiğini belirten Terzi, “Geçen hafta yapmış olduğumuz basın açıklamasına Sayın Mehmet Yüksel yine her zamanki gibi çokbilmiş tavırlarla cevap vermeye çalışmış; ama yine ne söylediğini, ne söylediğimizi, ölçüp biçmeden kendi kafasına göre, cevap olsun diye kendi doğrularını insanlara anlatmaya çalışmış. Oysaki doğru tektir ve bizim söylediklerimizin hepsi, Gazipaşa halkının menfaatlerini gözeten, yapılan yanlışlıkları düzeltmeye yönelik ve gelişime katkı sunmayı hedef alan açıklamalardır. Daha iki gün önce kendisine ‘Eşşek!’ diyen ittifak ortaklarına kalem oynatamayan Sayın Yüksel, mevzubahis MHP ve onun ilçe başkanı olunca hemen cevap verme gereği duyuyor ve sonra da çıkıp vatandaşlara ülkücülük ve milliyetçilik dersi veriyor. Herkes haddini bilsin” dedi.
“İYİ PARTİ’NİN BAŞKANI YOK MU?”
Terzi sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum, Sayın Yüksel benim muhatabım değildir! Geçen hafta ifade etmiş olduğum konulardan birisinin daha doğruluğunu, herhâlde kamuoyu Sayın Yüksel’in bu açıklamasıyla daha net anlamıştır. İYİ Parti’nin bir ilçe başkanı yok mu? Her konuda karşımızda Sayın Yüksel’i göreceksek, bu partinin ilçe başkanı ne iş yapar; bıraksın görevi, Sayın Yüksel’e iade etsin biz de muhatabımızı bilelim. Sayın Yüksel, sanki meclis üyeliği görevini yerine getirmiş, Gazipaşa adına yapılması gereken projelerdeki görevlerini layıkıyla yapmış gibi şimdi de siyasi parti ilçe başkanıymış gibi siyasi cevaplarla laf yetiştirmeye çalışıyor.
“FİTNECİLER, FESATÇILAR, DÖNEKLER…”
Ama olur mu? Sayın Yüksel, her şeyi bilir, her şey hakkında bir yorumu vardır! Bu işi en iyi o yapar! Hatta şahsımın siyasette yeni olduğunu ve hazmedemediğimi de söyleyebilecek kadar kendisini bu konuda yetkin görüyor. Buradan kendisine tekrar hatırlatmakta fayda var! Bir şeyi hazmetmemek için ona sahip olmamanız gerekmektedir; oysaki ben hâlihazırda 4 yıldan bu yana MHP ilçe başkanlığını yürütüyorum ve bundan sonra da fitnecilere, fesatçılara, döneklere ve geçmişinde ülkücülükle alakası olmayanlara bu kutlu davayı emanet etmeyecek kadar da dirayet sahibiyim. Evet, Sayın Yüksel bizim siyasi geçmişimizi bilmez; çünkü ben Ülkü Ocakları Başkanlığı görevini gururla icra ederken, kendisi Anavatan Partisinde siyaset yapıyordu. Şimdi de geçmiş karşıma ülkücülük, milliyetçilik, vatanperverlik gibi partimizin sembol ideolojilerini temsil ettiğini iddia ediyor. Atalarımız boşuna söylememişler, ‘Bir kişi yedisinde ne ise yetmişinde de odur!’ Kimse kusura bakmasın, bu idealler, senin gibi sürekli ideallerini değiştiren ve yarın ne yapacağı belli olmayan, tutarsız fikirlere sahip şahsiyetlere emanet edilmeyecek kadar kutsaldır.
“GÖZÜM ÜZERİNDE YÜKSEL”
Sayın Koray Aydın’ın yapmış olduğu ve sonrasında kaldırdığı açıklama ortadadır. Bu durum bir algı değil gerçektir; yani biz bu durumu kafamızdan uydurmadık. Kaldı ki süreç eğer Sn. Yüksel’in anlattığı gibi bile olsa, Gazipaşa’nın menfaatine ve çevre duyarlılığı açısından yapılan böyle bir açıklamayı neden kaldırılması için telkinde bulunuyorsun. 8-10 katlı bir bina olmayacaksa, neden kamuoyunda bu proje paylaşılıyor? Her konuda olduğu gibi bunda da millete gösterdiğinizle, yapılmak istenen farklı şeyler olduğu için biz bu konuyu kamuoyu ile paylaştık. Yoksa Sayın Yüksel, emin ol senden daha iyi biliyorum kaç metrekareye kaç kişilik ya da nasıl bir inşaat yapılabileceğini. O yüzden zamanında sizleri bu araziye 13.000 kişilik oteli sığdıramazsınız diye uyarmıştım! Ne oldu? Şimdi 2000 kişilik otel yapılacağına dair bilgileri basından öğreniyoruz; Ancak buradan tekrar uyarıyorum, yatırımcının mevcut arazisi askıya çıktığı haliyle duruyorsa, bu araziye 2000 kişilik bir otel de sığmaz! Dolaysıyla milleti kandırmaktan artık vazgeçin! Sayın Yüksel, muhasebeci olması hasebiyle rakamlarla arası iyidir. Eline kalem ve kağıdını alarak hesaplasın; Adil Üstündağ’ın önceki 18 planlamasına göre, farklı bölgelerden getirilen değersiz arazilerin sahile sıfır noktasında birleştirilmesiyle 75 bin metrekareye çıkarılmasıyla arada oluşan değer farkı nedir, bu rant oranı ne kadardır? Bizim 18 planlamasında itiraz ettiğimiz asıl nokta, kamu eliyle birilerine rant sağlanmasıydı ki Sayın Yüksel’in hesaplamasıyla öyle zannediyorum kamuoyu bu konuda kimlerin ne derece rant sağladığı konusunda fikir sahibi olacaktır. Netice itibariyle, bizim haklılığımızı siz de teyit etmiş olacaksınız ki bu arazi 75 bin metrekareden 50 bin metrekareye ikinci 18 planlamasında düşürdünüz. Bunu yapan sizlersiniz! Bizim rant konusundaki uyarılarımız sizleri rahatsız etse de bundan sonra da sizi rahatsız etmeye devam edeceğim. Kimse Gazipaşa’mızın hakkını birilerine peşkeş çekemez ve bunun üzerinden rant sağlayamaz. Özellikle Sayın Yüksel kimlerle nasıl bir diyalog içerisinde olduğunu biliyorum, gözüm üzerinde haberin olsun!
“SİZİN HAYAL EDEMEDİĞİNİZİ SÖYLEDİM”
İmar planının Ak Parti döneminde yapıldığını biliyorum ve bu konuyu gündeme getirerek, hep birlikte yeni bir imar planı yapalım diye çağrıda bulunan da bendim. Dolaysıyla, sizin hayal edemediğiniz şeyleri daha öncesinden size söylememe ve hatta uyarmama rağmen, siz sadece ve sadece ben söylemiş olmamdan dolayı görmezden geldiniz. Geçen zaman çok şükür yine beni haklı çıkardı ve sizlerin bu acziyetini tekrar kamuoyuna gösterdik.
“KÖRLE YATAN ŞAŞI KALKAR”
Sayın Yüksel’in Cumhur ittifakının kurulmasından evvelki süreci merkeze alarak yapmış olduğu açıklamaları, kendisini siyasetçi olarak gören bir kişinin değil; sokakta futbol takımı destekler gibi siyaset yapan kişilerin seviyesinde söylenmiş sözler olarak değerlendiriyorum. Sn. Cumhur Başkanı ve Genel Başkanımız önderliğinde kurulan cumhur ittifakı neticesinde, Libya’da, Suriye’de ve daha yakın bir tarihte Azerbaycan’da yapılan askeri ve siyasi hamleler, bütün kamuoyunun malumudur. İki gün önce sınırlarımız içerisinde her gün şehitlerimizi şahadete uğurlarken; bugün geldiğimiz noktada terörle mücadele ülkemiz sınırlarının dışına taşınmış ve Türkiye, bölgesinde her konuya anında müdahale edebilen bir güçle, bölgenin siyasi ve askeri otoritesi pozisyonuna gelmiştir. Bu durum, cumhur ittifakının gücünü ve milletimiz adına bu ittifakın gerekliliğini de ispatlamaktadır. Cumhur ittifakının gerekliliği elbette bununla sınırlı değildir; ancak karşımızda ne bunu anlayacak akıl ne de idrak edebilecek bir zihniyet vardır. ‘Körle yatan, şaşı kalkar.’ Mantığında, ülkemiz ve devletimiz için olumlu ya da olumsuz her söylenene, her yapılana muhalif davranmayı kendisine siyasi görev edinen bir yapı ile bu konuları tartışmak da anlamsızdır. İki gün önce yapmış olduğu açıklamayla HDP’nin kapatılmasına karşı çıkan, 24 Haziran2018 seçimlerinden sonra HDP, ‘Kürtlerin siyasi temsilcisidir!’ diye açıklama yapan, Selahaddin Demirtaş ile kahvaltı yapmayı arzulayan bir genel başkan ile devletin ordusuna ‘Satılmışlar!’ diyenlerle kol kola gezenler, bizim milliyetçiliğimizi, ülkücülüğümüzü, devletçiliğimizi sorgulayamazlar!
“ÇAĞRIMIZ SAMİMİ ÜLKÜCÜLERE”
Bizim çağrımız, Sayın Yüksel gibi siyasi menfaatlerinin peşinde bir o yana bir bu yana savrulan, tutarsız kişilere değil, samimi ülkücüleredir! Bu saatten sonra Gazipaşa’da bu yapıda kişilerin artık Ülkücülük kisvesi altında siyaset yapma devri bitmiştir!
Çağrımız, küskün olsa da geçmişinden bu yana bizim içimizde yetişen, ocağımızın çayını içen, vatanperver, terörle kucaklaşan değil; karşısında olan, devletine bağlı, gittiği yerde aradığını bulamayan samimi insanlaradır. Bu çağrı, Allah şahit samimidir ve gönlümüzden gelen haykırıştır! Çünkü bu vatandaşlarımızın dünya görüşü ile yukarıda isim vererek zikrettiğimiz kişilerin dünya görüşü birbirinden oldukça farklıdır. Ülkücü, ülkücünün öz gardaşıdır ve olması gereken yer MHP’dir.”