"TUĞRAMIZI YERİNDE GÖRMEK İSTİYORUZ"

Ak Parti İlçe Başkanı Ali Doğan ve beraberindeki kadın ve gençlik kolları başkanları ile Havalimanı Kavşağı’ndaki Osmanlı Tuğralı saatin kaldırılması ile ilgili basın açıklaması yaptı.

Ak Parti İlçe Başkanı Doğan, “Tuğramızı yerine koyalım” ifadesini kullandı.

Gazipaşa gündeminden günlerdir düşmeyen, Osmanlı tuğralı saatin kaldırılmasına yönelik açıklama yapan Ak Parti İlçe Başkanı Ali Doğan, tuğralı saatin en kısa zamanda yerine konulmasını istedi. Saat 14.30’da parti binasında basın mensupları ile bir araya gelen Doğan, “Öncelikli olarak talihsiz bir meclis toplantısının arkasından yapılan talihsiz bir açıklama kamuoyunu üzmüştür, yormuştur, germiştir. Bunun arkasından biliyorsunuz ulusal basına da haber oldu. Televizyonlarda izledik. Gazetelerimiz, Facebook, Instagram gibi interaktif alanlarda da konu işleniyor. Konuyla ilgili taraf konunun ana taraflarından biri olarak, Ak Parti Gazipaşa İlçe Teşkilatı olarak görüşlerimizi beyan etmek istedik. Düşüncelerimizi vatandaşlarımıza aktarmak istedik” dedi.

Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’ın mecliste yaptığı açıklamalara üzüldüğünü belirten Ali Doğan, “Yani orada talihsiz açıklamalar bizi üzdü. Nedir talihsiz açıklamalar? Bir kere daha önce bir grup toplantısına bende katıldım. O toplantıda bizzat Ali Doğan Ak Parti İlçe Başkanı sıfatı ile kalkmıştım ve tuğranın akıbetini sormuştum. Tuğra ‘mızı önceki dönem Ak Parti Belediyesi, belediye başkanı tarafından dikilmiştir. Tuğra milli yerli bir değerdir. Köklü bir medeniyetin figürlerinden kriterize olmuş günümüze kadar gelmiş herkes tarafından kabul edilmiş ve sevilen bir şekildir, şemaildir, simgedir. Onun için yani tuğrayı kimin diktiğinden ziyade bir kere şikâyet etmek yerine diken zihniyete teşekkür etmek lazım diye düşünüyorum.

YILMAZ’IN BU SÖZLERİNE ÜZÜLDÜK

Kaldıranın ne için kaldırdığını bilemedik. Ben orada sorduğumda bize şöyle bir gerekçe sunmuşlardı. Saat arızalandığı için tuğra ile birlikte sökülmek oraya montajlı olduğu için sökülmek gereği duyuldu dolayısı ile en kısa zamanda bunun yapılıp yerine takılacağına dair orada biz sözler işitmiştik. Tabi bunun üzerine hatta bazı içimizden arkadaşlar, saatin masrafının fazla olduğundan dolayı yerine konulması ile ilgili gecikmelerin yaşandığını duyunca bizim meclis üyesi arkadaşlarımızdan, üyelerimizden ve bende olmak üzere biz gerekirse tuğranın tamiratını üstlenebiliriz demiştik. Saati tamir ettirir tuğra yerine bir an önce koyalım demiştik. Fakat sonra anlaşıldı ki, yapılan talihsiz açıklamada ben üzülerek sayın belediye başkanın açıklamalarını sözlerini oradaki deklarasyonlarını üzülerek okudum. Üzülerek okuyorum. Seçilerek halkı yönetme adına halkın önüne geçen bir ilçe belediye başkanının, bir meclis üyesinin ya da bir parti yönetim kurulu üyesinin böyle keyfi cümleler kullanma ehliyeti olamaz. Yani ben istersem koyarım istersem koymam, koyan bana danıştı mıydı? Efendim ben kaldırırken size mi danışacağım? Ya da işte tuğrayı sık sordunuz. Bende rahatsız oldum buraya koymayacağım gibi cümleler keyfiyete ve kişinin kendini bağlayan sözlerdir. Kişi bir ilçe başkanı ya da bir belediye başkanı bir siyasi sorumluluk taşıyan herhangi bir kişi bulunduğu makamlardan keyfine, nefsine, öfkesine ya da sevincine göre açıklama yapamaz. Toplumun gerçekleri doğrultusunda, toplumun karakterini ve beklentilerini cevaplayacak, karşılayacak cevaplar ortaya koymalı. Yani ben üzüldüm” ifadelerini kullandı.

 

“TUĞRA’NIN HEM SANATSAL HEM DE MİLLİ DEĞERİ VAR”

Açıklamalarına devam eden Ak Parti İlçe Başkanı, “Tuğranın sanatsal bir değeri yokmuş ibaresinin kullanılması çok incitici. Peki tuğranın sanatsal görsel bir değeri yoksa hangi güç tuğranın doğduğu günden bugüne gündemde kalmasını ve bir simge olmasını sağlamıştır. Görsel bir değer yoksa, sanatsal bir değer yoksa birde. Peki şimdi bizde bazı belediyelerin yaptıklarının sanatsal değerini mi tartışalım? Bunu mu kıyaslayalım? Biz onu yapmıyoruz. Ama tuğranın hep görsel hem sanatsal hem de tarihi hem de milli değerinin olduğunun altını çiziyoruz. Kaldı ki hepimizin geçmişinin simgesi. Onun için ben sosyal medya paylaşımımda Tuğra bizimdir dedim. tuğramızı yerinde görmek istiyoruz dedim. Bizimdir derken bütün Türkiye Cumhuriyeti devletini bütün insanları, Gazipaşa'nın bütün insanlarını kastederek söyledim.

 

BU SÖYLENECEK BİR CÜMLE Mİ?

Onun dışında ‘Biz bir Osmanlı kasabası değiliz.’ Ya bu Allah Aşkına söylenecek bir cümle mi? Aynı sözü belediye başkanından mehter takımının lav edilmişti. Mehter takımımız var. Törenlerimizde açılışlarda ne güzel tarihimizi hatırlatır. Orada bizi şenlendirir ve görevlerini icra ederler giderlerdi. Daha sonra o zaman ki söylemi ile sayın belediye başkanının bu Osmanlı'yı çağrıştırıyor. Ben bundan rahatsız oluyorum. Eğer kurmak gerekirse bando takımı kuralım demiş olması fikriyat alt yapısının ya da görüş derinliğinin ya da değer verdiği şeylere dair kafamızda soru işaretleri oluşturuyor. Yani şimdi mehter takımı elbette Osmanlı'yı hatırlatacak, tuğra elbette Osmanlı'yı hatırlatacak. Güney'de ki kazı yapılan tarihi yer 2 bin yıl öncesine ait Roma İmparatorluğu döneminde yapılmış. Toprağın altında kalmış medeniyetlere bile sahip çıkan Türkiye Cumhuriyeti devleti var. Biz varız. Şimdi onları Roma döneminden kaldı diye dozerle, kepçelerle lav mı edelim yok mu edelim? Yani bu anlaşılır bir durum değil.

MİLLETİ BÖLMEYE GEREK YOK

Şimdi tuğra kaldırıldığı yerle ilgili polemik var. Tuğra yerine ne konulacak onunla ilgili polemikler var. Sosyal medyada yazılıyor sanki bu milletin değerleri ve değerleri birbiri ile yarıştırılıyor, çarpıştırılıyor. Şimdi tuğra kaldıracaksın yerine başka bir değeri koyacaksın sonra da toplumu ikiye böleceksin. Ben bunu doğru bulmuyorum. Bu doğru değil. Tuğra ve diğer milli ve yerli değerlerimiz 5 bin yıllık tarihimize dayanır. Hunlardan Göktürklerden, Selçuklulardan ve Osmanlı'dan günümüze gelen değerlerimizi ve tarihi zenginliğimizi övgü ile öğreneceğimiz yere Osmanlı'yı hatırlatıyor diye bazı simgeleri bazı değerleri toprak altına gömelim görmezden gelelim ya da dışlayalım. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bu açıdan bir kere kesinlikle tuğramızı yerinde istiyoruz. Milleti bölmeye gerek yok. Yarın oraya hangi sanata eserini hangi değeri kıyarsak koyalım. Bir şey kaldırılmış ve başka bir şey yerine konmuş olacak. Dolayısı ile milletin bir kısımda onu eleştirecek dolayı ile o değerimizi de siyasi saitlerle yıpratılacaktır.

 

BÖYLE MİLLETE DAYILANMAK HİÇ HOŞ DEĞİL

Tabi biz öyle olsun istemiyoruz. Bunlar yapacaklarsa kendileri bir sürü kavşak var bir sürü yer var. Kendilerine göre değer verdikleri milli manevi değer verdikleri bir şey varsa bizde yardımcı olalım hep beraber olalım. Yapalım. Nereye yapılacaksa. Ama milletin değer verdiği bazı değerleri örseleyerek görmezden gelmek. Ya da bunu en önemlisi tamir edeceğim diyipte kademedeki âtıl vaziyette çöpe atmak, saklamak, bulundurmak daha sonra da ben bunu dikmiyorum diye yani böyle millete dayılanmak hiç şık değil. Siyasi olarak her şeyin bir bedeli var millet bunu izlemekte ve siyasi olarak herkes zamanı geldiğinde bunun bedelini ödeyecek.

 

TUĞRAMIZI GAZİPAŞA HALKI OLARAK İSTİYORUZ

Tuğranın yeri daha önce gerekli görüşmeler neticesinde ya da bazı düşünceler neticesinde Havaalanı kavşağı olarak belirlemiştik. Orada olduğundan da gerek oradaki mülk sahipleri gerek yoldan geçen herhangi bir kimseden, gerek herhangi bir siyasetçiden bugüne kadar bu Tuğra buraya neden dikildi diye bir şikâyet gelemdi. Bir şikâyet gelmemişken hangi sahip ve fikirle söküldüğünü merak ediyoruz. Milletimizin Tuğra'sını Osmanlı medeniyetimizin mihenk noktalarından simgelerinden ve bizimde simgelerimizden olan Tuğra ‘mızı Havaalanı Kavşağı'nda söküldüğü yere aynen montajlanmasını Ak Parti ilçe teşkilatı olarak, Kadın Kolları olarak, Gençlik Kolları olarak ana kademe olarak Ak Parti'nin bütün üyeleri olarak ve Gazipaşa halkı olarak istiyoruz.

 

BU ZİHNİYETİ ANLAMIYORUM

Toplantı yapmışlar benim haberim yok. Ben Ak Parti İlçe Başkanı'yım. Kadın kolları, gençlik kolları başkanımızın da haberi yok. Ha biz birine soracak mıyız da istersek dikeriz diyorlar. Öyle bir yetkileri varsa taktir kendilerinin kullanırlar. Ama bir sorulsaydı doğruyu söylerdik. Daha doğrusu bu Tuğra üzerinden ve başka değerlerimiz üzerinden çatışmanın başlaması doğru değil. Yani bizim artık millet olarak birlik beraberlik içinde olmamız gerek. Ayrıştırıcı bir şekilde değerlerimizi ayrıştırmak tokuşturmak ve insanlarımızı değerler üzerinden bölme zihniyetini anlayamıyorum.

NE KALDIRAN KAZANIR NE KOYAN

Yöneticiler, siyasetçiler bir karar vermeli memleketi canının istediği gibi mi yönetecek yoksa hukuk, norm, edep, vatandaşın istediği şekilde mi yönetecek. Benim canım istemiyor bunu koymuyorum demesi için keşke bir görüşse kamuoyu oluşturulsa parti başkanlarını, meclis üyelerini çağırsa, dernekler, sivil tolum örgütümüz çağrılsa onların fikri alınsa da bakın arkadaşlar şurada kanaat şöyle çıktı diye bir şey söylese. Ben bir belediye başkanının ağzından böyle bir şey duymak isterdim. Ama benim canım istemiyor, kaldırdım. Yarın gelecek diğer siyasetçiler benim canım istemiyor koydum. Ne oldu? Ne kaldıran kazanır ne koyan.

YAPTIĞI KEYFİ BİR UYGULAMADIR, HALK GÖZÜNDE EDERİ YOKTUR

Toplumu yormak doğru değil toplumu germek doğru değil. Toplumun talepleri doğrultusunda iş yapacaksak bizi seçen vatandaşın seçmenin istediği istikamette iş yapmak mecburiyetimiz var. Meşveretle danışarak yapmaktır. Meclis üyelerine danışırsın, olmadı parti başkanlarına danışırsın, sivil toplum örgütlerini çağırırsın başka önemli sanat değeri taşıyan sanatçı isimlerinde taşırsın konuya nasıl olur buraya diye danışırsın uygunsa koyarsın.  Uygun değilse gereğini yaparsın. Bunun yaptığı keyfi bir uygulamadır. Bunun halk gözünde ederi olan bir uygulama değildir.

BİZİM TALEBİMİZ BU

Biz tekrar şunu diyoruz. Tuğranın tamiri ile ilgili bir sıkıntı var ise Ak Parti olarak parasını üstlenmeye yaptırıp koymaya varız. Konacağı günüde dört gözle bekliyoruz. Bu kadar polemikten sonra bu kadar milleti gerdikten sonra da oraya tuğranın dışında bir uygulamanın toplumu mutlu edemeyeceği inancındayız. O acıdan da sayın belediye başkanımızdan şunu istiyoruz; bir an önce saati bozuksa tamir ettirelim Tuğramızı yerine koyalım. Bizim talebimiz bu” dedi.