Şenol Şen


UÇAK DÜŞTÜ


    Çocukluğuma yolculuk yaptığım anlar olur bazen. Bu hayâli yolculuklarda, arada bir hafıza kırıntılarını döker önüme.Bu kırıntılar,zaman zaman gözümün önünden film şeridi gibi geçer.İşte bu yolculuklar bazen gülümsetirken bazen de hüzün deryasında yüzdürür beni..Bu anılar öyle yoğunlaşır ki,çocuk benliğimdeki sorular ve nadenleri, niçinleri içinde kaybolurum.

Ne kadar zorlasam da çocukluğumda aklımdan çıkmayan, hafızamı zorlayan anılarım var:Birincisi  ,iki odalı toprak damlı bir evin önünde başlar:?Ülen kaçmasın yakalayın, çocun bülünü kesecez? diye bütün köyün peşime takıldığıdır,ardım sıra koşturan insanların homurtuları, soluk  soluğa kaçarken, kalp atışım halâ kulaklarımda çınlar: ?Yakalayınnn, lenn, goşşş gaçmasın keselim bülünü.!?Bu sesler, bezen rüyama bile misafir olur ve ardından beyaz örtülü bir yatakta etrafımda bir sürü ışıl ışıltı... ve şekerler, gerisi yok...

Çocukluğumda yeni taşındığımız evimiz gelir aklıma, tüm odaları yeşile boyanmış ;yeşil kadife kumaşlardan perde ;ceviz ağacından sandalye ve masalar?Köyümüzdeki diğer evlerden çok farklı ve lükstü evimiz;fakat bir sorun vardı; evimiz asfalt yola çok yakındı, etrafında hiç ev yoktu,arkadaş da yoktu.  Tabi ki ben bunları çok da sorun etmiyordum. Çocuk aklımla belleğime yer eden yeni bir ev; yeni eşyalar, öff ,yaldızlı boyalı da hem?Çocuk aklım işte ,film bundan sonra kopuk kopuk...Daha ayrıntıya müsaade etmiyor?

       Bir yaz günüydü,çocuk hafızamın kayıtlarından hiç silinmeyen anılardan biri de,yeni evimizin önünde bir kum yığını vardı, tek başıma burada oynuyorum; toz toprak kum içindeyim; ansızın bir gürültü koptu.. köyü inletti birden: ?Boooovvvvvv! ? diye ,kulakları sağır edercesine  bir gürültü ;sonra ses hafifledi.Sağıma, soluma bakıyorum..Babam dışarı fırlamıştı, aynı gürültü yeri sarsıyordu  resmen ya da bana öyle geliyordu.? Bovvvvvvnnnnn !?Babam, havaya bakıyor, ben de kafamı kaldırdım ki, sonradan uçak olduğunu öğrendiğim bir şey, arkasından simsiyah dumanlar çıkartarak tepemizde tam daire çizerek dönüyordu.Babam:? Tohhhh ülen uçak düşecek, vay beeee!? derken çok az bir zaman geçti ki,? Gümmmmmmmm !?diye bir sesle irkildik. Babam ,dama koştu,ardından ben de ,duvara dayalı ağaç bir merdivenden tırmanarak dama çıktım.  Beyrebucak tarafından koyu siyah bir duman yükseliyordu?

      Türk Hava Kuvvetlerine ait bir uçak,  arıza yapmış,yakınlarda da inebileceği bir havaalanı olmayınca pilot ,Beyrebucak ve Çobanlar arasında mevcut olan virajsız düz asfalta mecburi iniş yapmak istemiş.İşte bu esnada, sanırım Türkiye?de bir ilk, dünyada var mı bilmiyorum kaza ya da kaderin tecellisi,uçak şu anki Mersin yolu üzerinde bulunan Kaya Petrol?ün hemen karşısındaki Uncular Mahallesi?ne giriş yapan yolun soluna ,yola otuz kırk metre mesafede bir noktaya çarpar ,parçaları sağa sola dağılır.Bu esnada köylülerden Döne KART(Anakadın) davarlarını  gütmektedir, daha ne oldum demeden kendisi ve otuz kırk civarında davarı da alevler içinde kalmıştır.Döne, alevler içinde yanarken feryadlar etmekte,kendini yerden yere atmakta; köylü de o yana doğru var gücüyle koşmaktadır.Döne?nin imdadına ilk Ayşe KAYA yetişir, Döne?nin üstübaşı alevler içindedir. Ayşe, Döne?nin üstünü çıkarmaya çalışsa da başarılı olamamış. etraftan yetişenler, Döne?nin üstünü, ellerinde ne varsa bastırarak ,söndürmüşlerdir.Döne?nin vücudu , boynuna kadar yanıklar içersindedir.Döne, feryad etmekte, çevredekiler ağlaşmaktadır.Köylü, Döne?yi karayoluna çıkarır, oradan geçen bir arabayı durdurarak , Döne?yi Alanya Devlet Hastanesine yetiştirmek üzere yola çıkarlar.Döne?nin başından Ayşe ,hiç ayrılmamaktadır.Araba öyle bir hızla Alanya?ya girer ki ,bu hızdan aşırı ısınan motor arıza yapınca, Ayşe , ikinci bir araçla hastaneye yetiştirilir.Doktorlar, Döne?yi Ankara?ya GATA?ya sevk ederler,Ayaklarından boynuna kadar sargı içinde olan Döne:?Su suuu!? diye diye inlemektedir.Ayşe, Döne?nin bu yakarışlarına çok üzülmekte, bir yudum su vermeleri için doktorlara yalvarırcasına bakmaktadır.Ayşe, günlerce aç susuz, uykusuz Döne?nin başındadır.Hiç bilmediği, bir yerde arkadaşının gözleri önünde erimesine için için ağlamaktadır? Günlerce süren tedavi sonuç vermemiş Döne gözlerini hayata yummuş, kaderine teslim olmuştur.

            Koskoca Türkiye?nin sekiz yüz on dört bin kilometre kare topraklarında onca, dağ ,tepe, deniz varken, Döne?nin başına uçak düşmüştür ,Türkiye?de başka kafasına uçak düşen bir garip kul da yok sanırım.Kader işte, bazısı, bahtsız bedevi  olur , kadere isyan eder,bazısı da Rahmetli Döne KART gibi kadere teslim olur?