Esenpınar, eski adıyla Gevenes, Torosların eteğine kurulmuş, Doğanca, Akoluk, Üçkonak, Çığlık köyleri ile komşu. İlçe merkezine 34 km uzakta tarımla geçinen bir köydür. Esenpınar köyünün en belirgin özeliklerinden birisi de tahsil oranının oldukça yüksek olmasıdır.Köydeki birkaç kişi de olaylara bakış açıları ve kıvrak zekalarıyla yaşayan Nasreddin Hoca gibidirler. .
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra eğitim sisteminin yeniden düzenlenmesi siyasi otoritenin öncelikli konularından biri olmuştur. Genel nüfus oranı içerisinde okuma yazma oranının düşük olması ayrıca sayısı 40000`i bulan köylerde okuma yazma oranının yok denecek kadar az olması devlet yetkililerinin yeni arayışlara yönlendirmiştir. Eğitim alanındaki en büyük eksiklik köylerde görev yapacak öğretmenlerin sayısının azlığı olduğu görülmüştür. 40000 köyün sadece 6000`inde köy öğretmeni vardır. Bu öğretmenlerde nüfusu fazla olan köylerde görev yapmaktadır. Nüfusu 400`ün altında olan köylerde, eğitim alanında neredeyse hiçbir faaliyet yapılamamaktadır. Mustafa Kemal Atatürk, köy eğitimi meselesini çözmek için Kültür Bakanı Saffet Arıkan`a köy eğitmeni yetiştirilmesi için teklifte bulunur. Köy eğitmeni yetiştirmek için Türk Silahlı Kuvvetleri`nden yaralanma yoluna gidilerek askerliğini çavuş olarak yapanların eğitmen kurslarına katılmaları sağlanır. İlk eğitmen kursu 1936 yılında Eskişehir`in Çifteler Çiftliği`nde açılır. Köy eğitmeni yetiştirme kurslarında eğitmen adaylarına genel bilgi derslerinin yanında köy yaşamına uygun dersler verilir. Eğitmenli okullarda eğitim süresi 3 yıl olarak belirlenmiştir. Köy eğitmenleri sayesinde köylerin öğretmen ihtiyacının kısa sürede karşılanması büyük ölçüde sağlanmıştır.
Eğitmenler, ilkokul mezunu olup, köylerde yeterli öğretmen olmadığı için, kısa bir eğitimden sonra öğretmenliğe vekâlet ederlerdi. Ali UYSAL da Esenpınar?da, yani köyümüzde eğitmenliğe başlamıştı. Her insanın kusuru olabilir, bu utanılacak bir şey değildir. Eğitmende de ?R? sesi engeli vardı ,bu ses yerine ?L ? sesini söylerdi?
Okulların açık olduğuz bir ayda, teftiş için köyün okuluna gelir. Müfettiş, eğitmen ile karşılaşır karşılaşmaz onun bu engelini fark eder. Derste de pür dikkat, konuşmalarını takip etmektedir. Matematik dersi işlenmektedir?
Eğitmen, biraz heyecanlı, bir yandan da nasıl güzel ders anlatırımın tedirginliğiyle:?Çocuklal, elimizde bil sepet val, sepette kılk yumulta val, onun si.til et,geliye kaç yumulta galdı??
?otuz!? diye bağırır sınıf?
?Çocuklal, şimdi de bi iğlik düşünün, iğlikde otuz elmam val. Beşini si.til et, iğlikte(küçük sepet) kaç elma kaç galdı??
?Yirmi beş..!?
?Çocuklal; altmış davalım (keçi) val, altısını si.til et, geriye kaç galdı.?
?Elli dört..!?
Eğitmen, matemetikte çıkartma işlemini ne güzel anlatım diye aklından geçirmektedir. Müfettiş, eğitmene teşekkür eder,bir soru da ben sorayım çocuklara , der:
?Çocuklar, şimdi sınıfta siz ,ben ve eğitmen otuz kişiyiz.Eğitmeni si.til et,sınıfta kaç kişi kaldık??